26 Aralık 2013 Perşembe

GENÇLİK FORMÜLÜ (GETTO BİTKİSİ)

Dünyada yaşam süresinin en uzun olduğu Japonya’nın Okinava Adası’nda uzun ömrün sırrı çözüldü.
Okinava’daki Ryukyu Üniversitesi’nden Shinkichi Tawada ve ekibinin 20 yıl süren araştırması, sonunda meyvesini verdi. Adadaki uzun ömrün sırrının zencefil ailesinden yerel  ‘Getto ‘ (alpinia zerumbet) bitkisinin özü olduğu ortaya çıktı.Tawada, laboratuvarda bitkinin özünden elde ettiği “iksiri”, ömrü sadece bir ay olan solucanlar üzerinde denedi. Solucanları iki gruba ayıran bilim insanları, her gün “getto iksiri alan” hayvanların yaşam süresinin yüzde 22,6 arttığını gördü.
Bu bitkinin üzümde de bulunan antioksidan “resveratrol” maddesini barındırdığını belirten Tawada, geleneksel olarak Okinavalıların kışın getto yapraklarıyla pirinç yediklerini, bu şekilde gribe daha az yakalandıklarını ve güç topladıklarını belirtti.
Ancak Tawada, adaya fast-food restoranlarının açılmasıyla durumun değişmekte olduğuna dikkati çekerek, geleneksel beslenme biçimiyle bağların koparılmaması gerektiğini belirtti.
1,2 milyonluk nüfusa sahip adada, ortalama insan ömrü 81,2 yıl. Dünya genelinde ise ömür yaklaşık 70. Japonya’nın güneyinde, Tayvan’a uzanan adalardan en büyüğü Okinava’da hem ortalama ömür süresi Japonya’ya göre çok daha uzun, hem de ülkedeki 100 yaşını aşkın insanların çoğu bu adada yaşıyor.
Daha önce yapılan araştırmalar, adada her yıl 427 kişinin 100 yaşını geçtiğini ortaya koymuştu.
Getto Bitkisi ( Alpinia Zerumbet )alpina zerumbet  150x150 Japonlar Gençlik Formülünü Buldu
İçeriğinde bulunan Resveratrol ilk kez geleneksel japon tıbbında uzunca süreler kullanılmıştır.Kalp fonksyonlarındaki yavaşlamayı durdurduğu anlaşılmıştır.
Maya ve balıkların ömrünü %60, sineklerin ömrünü %30 artırmıştır.
Hücrelerin enerji santralleri olan mitokondriyadaki aktiviteyi artırarak, hücre yenilenmesini tetiklediği kanıtlanmıştır.
Damar tıkanıklığını % 75 oranında yavaşlatıcı etkiye sahiptir
Beyin damarlarındaki kan akımını hızlandırarak, parkinson ve alzheimer üzerinde olumlu etkileri olmuştur.
Resveratrol şimdiye kadar en çok kırmızı üzüm ve siyah üzümün meyve ve çekirdeklerinde bulunmaktaydı. Japonların getto yapraklarıyla pirinç yediklerini biliyoruz. Ülkemizdeki kullanım durumunu ilerdeki yazılarımızda bulabilirsiniz.
Bunun dışında resveratrolü tablet olarak da bulabilirsiniz.

17 Aralık 2013 Salı

KANSERE KARŞI TABİATTAN HARİKA GIDALAR

Çilek: Kolesterol düzeyini düşürür ve sindirim sistemini düzenler. Ellegic asit adı verilen kansersavan bir maddeyi de içerir.

Domates: Likopen açısından zengin ender Bitkilerden biridir. Likopen, pankreas gibi çeşitli kanser hastalıklarını önleme konusunda hayati önemdedir. C vitamini açısından zengindir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Lifli bir besin olması da bağırsak kanseri riskini azaltır.

Fasulye: Fasulye, C vitamini ve betakaroten gibi kalp hastalığı ve kanseri önleyen antioksidanlar açısından zengindir. B vitamini de cinsiyet hormonlarını kuvvetlendirir.

Fındık: Kalp krizine karşı koruyucu olan E vitamini açısından en zengin besinlerin başında gelir. Her gün yenilen bir avuç fındık kansere ve kırışıklıklara karşı koruyucudur.

Havuç: Tam 40 araştırma, havuç tüketimi arttıkça Kanser riskinin azaldığını ortaya koymuştur. Bunun temel sebebi betakaroten, C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar açısından zengin oluşudur.

İncir: Potasyum, demir ve kalsiyum içerir. Sindirim sistemine yardımcı olur. Eski çağlarda kanserli hücrelerin tedavisinde kullanılan incir, modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak öneriliyor.

Kayısı: Antioksidan olan betakaroten açısından zengindir. Hücrelere ve dokulara zarar veren Moleküllerin etkisini ortadan kaldırarak kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Lifli olduğu için bağırsakları koruyucudur.

Lahana: Kanserli hücrelerin çoğalmasını önleyen kroten maddesi içerir.

Nohut: Yağ düzeyi düşük olan ve kolesterol içermeyen nohut kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, Bakır, manganez, betakaroten ve folik asit açısından zengindir. Göğüs Kanserine karşı korur.

Pancar: Demir ve folik asit açısından zengin olan pancar, eski çağladan beri kan hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Amerikalı uzmanlar, pancar Suyunun sarılık tedavisinde de etkili olduğunu belirtiyor.

Soğan: Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği allicin ve sülfür, mide ve bağırsak kanserine karşı koruyucu etkiye sahiptir. Son araştırmalar kemik erimesine karşı, peynir ve sütten daha etkili olduğunu göstermiştir.

Tahıllar: Arpa, mısır, Buğday, Yulaf gibi Tahıllar B ve E vitamini, potasyum ve kalsiyum içerir. Kanserojen maddelerin vücuttan atılması sürecini hızlandırır. Tahıl ağırlıklı bir beslenme rejimi, bağırsak kanseri riskini yarı yarıya azaltıyor.


Zeytinyağı: İçindeki omega yağ asitleri, kandaki kolesterol düzeyini dengede tutar. Antioksidan özelliği olan E vitamini açısından da zengindir. Bu sayede kalp krizi, felç, kanser ve erken yaşlanmaya karşı beyni koruyucu etkiye sahiptir. 

14 Aralık 2013 Cumartesi

Şifalı Taşlar Hakkında Bilimsel Gerçekler

şifalı taşların faydaları, şifalı taşların kullanımı, şifalı taşların insanlar üzerinde etkileri, şifalı taşların renkleri, şifalı taşlar ve özellikleri, şifalı taş çeşitleri, şifalı taş modelleri, şifalı taşlar satış, şifalı bitkiler ve zayıflama, şifalı dualar, doğal taşlar, burçlara göre taşlarAlternatif tedavi amacıyla kullanılan Şifalı taşlar, doğal şifa enerjisi için kullanılan bir alternatif tıp tekniğidir. Şifalı taşlar, vücudun negatif enerjisini çıkarıp, vücuda pozitif enerji aktararak hastalığı tedavi ettiği veya vücudu hastalığa karşı koruduğu söyleniyor.

Şifalı taşların gücü, geleneksel Asya felsefesinde, hayat enerjisinin girdapları olan yaşam enerjisi (chi veya qi) ve çakra kavramına dayanmaktadır. Şifalı taşlar, sık sık astroloji, kehanet, reenkarnasyon ve modern büyücülük gibi alanlarda uygulama alanı bulmuş, Atlantis (kayıp ülke), zeki dünya dışı yaşam ve inançlar bile bu uygulamaya dahil olmuştur. Alternatif tedavinin en ateşli savunucuları, şifalı taşların işe yaramaz olarak görme eğilimindedir.

Şifalı taşlar üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar, bu taşların pozitif, negatif veya terapötik hiç bir değerinin olmadığını ortaya koymuştur. Şifalı taşların kimyasal bileşimi ya da rengine göre bir hastalığı tedavi ettiği kötü kozmik enerji akımlarını engellendiği iddia edilmektedir. Fakat bilimsel düzeyde, hastalıklara kötü kozmik enerji akışının neden olduğuna dair hiç bir kanıt yoktur.

Bununla birlikte, şifalı taşlar sağlık kaplıcalarında çok popülerdir ve New Age sağlık kliniklerinde, sık sık masaj ve Reiki gibi ilgili uygulamaların içine dahil edilir. Rahat bir ortamda ek olarak kullanılan bu şifalı taşların değilde rahat bir ortamın fiziksel (veya ruhsal) iyileştirmeye katkı sağladığı bilinse de şifalı taşlarda psikolojik rahatlamaya katkı sağlayabilir..

8 Aralık 2013 Pazar

Sarımsak Bitkisinin Faydaları ve Tıbbi Özellikleri

Sarmısağın faydaları nelerdir, Sarımsak hangi hastalığa iyi gelir, sarımsak kokusu için, Sarımsak ile zayıflama, sarımsak çayı, sarımsak yağı, akne, diyabet, kalp hastalığı, antibiyotikSarımsak doğal antibiyotik olarak kabul gören şifalı bir bitkidir. Kükürt içeren bileşenleri ile solunum sistemi hastalıklarının (Grip, boğmaca, bronşit, pharingitis, sinüzit, öksürük, kulak ağrısı, kulak iltihabı, hırıltılı solunum vb.) bulaşıcı süreçlerini tedavilerinde etkili bir mekanizmaya sahiptir.

Sindirim yolu hastalıkları (bağırsak hastalıkları ve ishal, sistit, nefrit, vb) rahatsızlıklarda sarımsak yenmesi bakteriyel enfeksiyonları veya birçok iltihapları önleyebilir. Sarımsak el soğukluğu tedavisinde yararlı olabilir.

Aynı şekilde, sarımsak anti bakteriyel özellikleri ile gıda zehirlenmelerine karşı kullanılabilir. Gıdalarla birlikte sarımsak yemek olası zehirlenmelere karşı bedeni korur. Sarımsak kokusuna tahammül edemeyen kişiler için, eczaneler ve aktarlar da sarımsak kapsülleri bulunur.

Sarımsak kan dolaşımı için en iyi doğal ilaçlardan biridir. Kalp krizi ve damar sertliğine karşı içeriğindeki, sülfür bileşenleri, alliin ve ajoene ile kanın daha akışkan hale getirerek dolaşım hastalıklarına karşı savaşır. Antitrombotik özelliği ile kan pıhtısı oluşumu engeller. Kolesterol, hipertansiyon, anjina pektoris, hemoroidler, veya kan basıncından kaynaklı kulak çınlaması, işitme kaybı gibi kötü dolaşım bozukluğuna bağlı rahatsızlıklarda salata ile birlikte çiğ sarımsak yenmesi (Günde 100 gr.) tavsiye edilir.

Doğal bir antikoagülan olarak sarımsak :Sarımsak önemli bir antikoagülandır. Sarımsak çok kalın kan neden olduğu dolaşım hastalıklarının tedavisinde son derece önemli olan ince kan sağlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında sarımsak, kalp krizi ve felçten büyük ölçüde sorumlu olan kan pıhtıları ve arterlerin sertliğini önlemek için iyi bir çare olabilir.

1 Aralık 2013 Pazar

ENGİNAR VÜCUTTA BAHAR TEMİZLİĞİ YAPIYOR

Vitamin ve mineraller bakımından zengin olan enginar, vücudumuzda kanı temizliyor, beyin hücrelerini yeniliyor, karaciğerle dost sebze ve daha bir çok hastalığın şifa kaynağı. İşte enginarla ilgili merak ettiğiniz şeyler.

Enginarın latince adı “cynara scolymus”, Dünya’da ve Türkiye’de kültürü yapılan bir bitkidir. Tıbbi bitki olarak ve sebze olarak kullanılır. Sinop yöresinde yabanileşmiş olarak C.cardunculus yetişmektedir. Tıbbi tedavide yaprakları kullanılır, cynarae folium etken maddesi içerir.

Enginarın içinde zengin besin maddeleri saklı. Mevsiminde tüketerek enginara saklanmışzengin besinlerden faydalanabiliriz.

  • Protein ve karbonhidrat içeriyor.
  • A, B, C, D vitaminlerinden yana zengin.
  • Kalsiyum, magnezyum, manganez ve fosfor mineralleri de içerir.
Kanı temizleyen ve kandaki kolesterolü düşüren değerli bir sebze olan enginarda, kalbi besleyen enginarda inuline maddesi, yani bir tür nişasta bulunur. İnuline, vücutta levulose ve doğal şekere dönüşür, böylece midenin sindirim suyu işin içine karışmadan emilir.
  • Karaciğer yetersizliğinde toksinleri dışarı atma özelliği vardır.
  • Enginar şeker hastalarına da önerilir, çünkü kanda şeker miktarını ayarlar.
  • İçerdiği manganez ve fosfor beyin hücrelerine faydalı minerallerdir.
  • Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler.
  • Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
  • Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir.

Enginarın içinde bulunan cynarae maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca cynarae maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtiyor.


İyi bir enginar ağır olmalı, yaprakları sık durumda bulunmalıdır. Eğer yaprakları açık ve yaygın ise o enginar bayattır. Enginarın ortası sert ve tüysüz olmalıdır. Bu tüylerin iğne gibi batması gerekir. Eğer sapta esmer lekeler varsa enginarın ortası çürümüştür. 

Önce sebzenin yaprakları ayrılır ve sökülür. Bu sökülme işi kolayca yapılır. Eğer yapraklar zor sökülüyorsa bunlar atılmalıdır. Kolay sökülen ve uçları kararmış yapraklar lezzetlidir, ancak sindirimleri biraz zordur. Orta tüylü kısma ulaştıktan sonra tüyleri ayıklanır ve kararmaması için limon suyuna batırılıp çıkarılır.

Pazardan veya marketten enginar alırken genelde kolaylık olsun diye temizlenmiş alınır, ancak bu şekilde alınan enginar hemen tüketilmezse vitamin ve minerallerini kaybeder. Dalından koparılmış enginarı birkaç gün saklamak istenirse, tazeliğini koruması için sapları kesilmemelidir. Sebze sapı ile bir vazoya konulmalı ve suyu birkaç kez değiştirilmelidir. Her su değiştirmede enginarın sapı bir santim kadar kesilmelidir.