18 Mayıs 2013 Cumartesi

Uçucu Yağlar ve Bitki Özleri ile Sivilce (Akne) Tedavisi

sivilce akne, yüzdeki sivilceler, iltihap, cilt bakımı, ergenlik sivilceleri lavanta, gül yağı, kuşburnu, parfümUçucu yağlar (Esans) ve bitki özleri sivilce (Akne)hastalığı ile diğer cilt bozukluğu hastalıklarının tedavisinde çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır. Etkili ilaçlar doğal olarak oluşan bitkisel kaynaklardan elde edilir. Bitki içinde bulunan biyolojik ve aktif bileşiklerin pek çoğu, karakterize edilmiş ve incelenmiştir. Bu yazımızda, akne tedavisinde etkili kullanıma sahip uçucu yağlar (Esans) ve bitki özleri ele alınmıştır.

Uçucu Yağlar diğer adıyla Esans buhar damıtma yoluyla bitkilerden elde edilen aromatik ve hidrofobik sıvı yağdır. Esans bakterilere karşı bitkinin doğal savunmasını oluşturan bileşikler içerir. Bitkilerin bu özellikleri nedeniyle bitkisel uçucu yağların çeşitli antibakteriyel aktiviteye sahip olduğu söylenebilir.

Çay Ağacı Esansiyel Yağı
Çay ağacı yağı muhtemelen akne tedavisinde kullanılmak üzere en çok tavsiye edilen bir uçucu yağdır. Çay ağacı yağı, Çay ağacı yapraklarından elde edilir. Çay ağacı yağı çok güçlü aktif biyolojik molekülleri içeren antibakteriyel ve anti-mantar maddeler ile tıbbi amaçlar için kullanılan, üzerinde en çok çalışılan uçucu yağlardan biridir.

Papatya Esansiyel Yağı
Papatya yaygın olarak kullanılan bir uçucu yağ kaynağıdır. Uçucu yağ (Esans) genellikle Alman Papatya ve Roma Papatya ( Anthemis nobilis ) türünden üretilir. Papatya esansının hafif ve meyveli bir aroması vardır. Bu uçucu papatya yağının (Papatya Esansı) içinde bulunan bileşenler antiseptik ve antibakteriyel özelliklere sahiptir. Papatya esansı sivilce (akne) tedavisinde kanıtlanmış doğal bir üründür. Papatya yağı bazı insanlar da ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir, kullanmadan önce bir hekime danışarak, allerji testi mutlaka yapılmalıdır.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Saçkıran Hastalığı Nedenleri ve Doğal Çözümler

saç dökülmesi saç bakımı saçkıran hastalığı saç kıran hastalığı bitkisel çözümSaçkıran Hastalığı (Alopesi Areata) nedir?

Saçkıran hastalığı genellikle saç bölgesinde yuvarlak yamalar halinde kelliğe neden olan bir saç dökülmesi durumdur. Bu hastalığa bazen yüzde sakal bölgelirinde de ratlanır. Bazı durumlarda, saçkıran hastalığı bazı otoimmün hastalıklar ile ilişkili olmasına rağmen saçkıran hastalığının nedeni bilinmemektedir. İnsanların yaklaşık beşte birinde yada ailesinde yaşanmış bir saçkıran hastalığı öyküsü vardır.

Saçkıran Hastalığı için Doğal ve Bitkisel Çözümler
Saçkıran hastalığında dökülen bölgedeki saç genellikle herhangi bir tedaviye gerek kalmadan bir yıl içinde tekrar çıkar. Aşağıda saçkıran hastalığı için araştırılmış bazı doğal çözümler vardır.

1) Saçkıran Hastalığında Uçucu Yağlar
Uçucu Kombinasyon yağlar saçkıran hastalığına yakalanmış 86 kişi üzerinde denenmiştir. Bu kombinasyon yağlar kekik, biberiye, lavanta, sedir ağacı yağından oluşan bir uçucu yağlar kanşımıdır. Kekik, biberiye, lavanta, sedir ağacı yağı aynı oranlarda karıştırılmış ve bu yağ, günlük olarak kafa derisi içine masaj edilmiştir.

7 ay sonra, uçucu yağ karışımı kullanan 83 kişiden 41 kişide iyileşme gözlenmiştir. Bu uçucu yağ karışımının hiçbir yan etkisi yoktur fakat esansiyel yağların topikal uygulama ile ilişkili olmasına rağmen, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

9 Mayıs 2013 Perşembe

YEŞİL ERİK



Yeşil erik baharın geldiğinin, yazın yaklaştığının ilk habercisidir. Her gün mutlaka almamız gereken vitamin olan C vitamini yeşil erikte bol miktarda var. Erikte ayrıca; göz ve cilt sağlığında büyük görevleri olan A vitamini, kanın akışkanlığında görevli K vitamini, osmalit basınç ve su dengesini sağlayan sodyum, potasyum minerali, stres karşıtı mineral olan magnezyum da erikte önemli ölçüde bulunuyor. Ayrıca Kalsiyum da içeren erik, demir açısından da oldukça zengin. Yoğun lif yapısına da sahip olan eriğin sindirim sistemi üzerinde ki etkisi tartışmasız çok büyük…
Yeşil erik vücudumuzda neler yapar?

Sindirimin düzenli ve yeterli ölçüde çalışmasını sağlar, kabızlığı önler. Yeşil erik sindirilebilir lif açısından zengin olduğundan, mide gazı, kabızlık ve gaz problemi yaşamamızı da önler.
Bağışıklık sisteminin oluşmasında ve korunmasında etkilidir.
Diş Bakımı: Düzenli olarak kütür kütür yeşil erik yemek diş etlerini güçlendir. Diş sağlığının oluşmasında ve korunmasında etki gösterir.
Demir Eksikliğini önlemek ve tedavi sürecinde yardımcıdır. Yeşil erik vücutta kan yapmasına yardımcı olur. Ayrıca, anemi gibi kırmızı kan hücrelerinin eksikliği ile ilgili hastalıklar erikteki zengin C vitamini ve demir içeriği nedeniyle engellenmekte etkili olmaktadır.

Fit ve sıkı bir vücut için erik. Bağ dokusunu güçlendirmekte ve böylece daha sıkı bir vücuda sahip olmakta yeşil erik etkilidir. C vitamini insan vücudunda bağ dokularının sıkı kalmasında yardımcı olur. Böylece vücudunuzun sıkı, genç, sağlıklı ve uygun görünümlü olmasında yardımcıdır.
Kilo vermek istediğinizde de yeşil erik tüketin. Yeşil erik tükettiğinizde kan şekeri düzeyleri olumlu etkilenir. Erik yedikten sonra kan glikozu ortada görünmektedir. Kan şekeri ne kadar dengeli seyrederse kilo vermek o kadar dengeli ve sürekli olur.
Vücut içi hasarı önler; Yeşil erik yüksek miktarda antioksidan içerdiği için, beyin ve kanda yağ iç zarın zarar görmesini önler.
Akciğerler bakımı ve sağlığında etkilidir: Yeşil erik yiyenlerin astım, akciğer kanseri, soğuk algınlığı, öksürük ve çok kronik akciğer sorunları gibi akciğer sorunlarından uzak kaldığı araştırmalarca saptanmıştır.
Yaşlılarda düzenli olarak yeşil erik tüketiminin görme sorunlarını önlediği düşünülmektedir.

2 Mayıs 2013 Perşembe

MANTAR VİTAMİN 'D'EPOSU

Doğadan toplanan yenilebilen mantar türlerinin sayısı ise hiç de az değildir. Bu türlere ekonomik değerleri ve lezzetleriyle ile köylülerin bütçelerine ciddi katkılar sağlayan Morchella ( Kuzu Göbeği) Mantarları iyi bir örnek teşkil eder. Zehirli ve yenilebilen bazı mantar türlerinin ayırd edilmesindeki bazı zorluklar ve yaşanan ölüm olayları nedeniyle kültür mantarlarının yiyecek olarak tüketilmesi önerilmektedir.


ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, yaz aylarında güneş altında en az 60 dakika bekletilen mantarlar, tıpkı cilt gibi UV ışınlarını D vitaminine dönüştürüyor.

Üstelik mantarların pişirilmesi de içindeki vitamini öldürmüyor. Sonuçları Dermato-Endocrinology tıp dergisinde yayımlanan araştırmada, vitamin hapı kadar etkili olan mantardaki D vitamininin, bağışıklık sistemini ve kemikleri güçlendirdiği ve Alzheimer’ı önlediği belirtildi.