16 Aralık 2009 Çarşamba

8 GENÇLİK İKSİRİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Sağlıklı yemekler hayat kalitesini arttırırken yaşama süresini de uzatıyor
ABD’de Alabama Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar hayat kalitesini ve süresini uzatan 8 besini buldu. İşte o besinler..

SARIMSAK
Sarımsağın kokusunun nedeni olan Allicin, kuvvetli bir antioksidan. Vücudun ihtiyacı hidrojen sülfiti sağlayan sarımsak böylelikle damarların rahatlamasına ve kanın akışının hızlanmasına olanak sağlıyor.

YUMURTA
Bir yumurtada 9 önemli amino asit ve 6 gram protein olması yumurtanın bu listeye girmesine imkan sağlıyor. Özellikle yaşlıların görme sorunlarının başında gelen sarı benek rahatsızlığına iyi gelen lütein, katarakta iyi gelen zeaksantin ve kalp ve beyin rahatsızlıklarının önüne geçen kolin içeren yumurta barındırdığı D vitamini sayesinde sağlıklı bir besin maddesi olarak tanımlanıyor.

YABAN MERSİNİ
Yabanmersininde bulunan pigmentlerin strese iyi geldiği açıklanırken beynin dopamin salgılamasına yardımcı oluyor. Mutluluk, sağlıklı hafızaya imkan tanıyan yabanmersini vücut koordinasyonuna olumlu katkılar yapıyor.

ISPANAK-LAHANA
Ispanak ve lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler kanserle mücadele etmeye yardımcı C vitamini, karoten ve lif barındırmasının yanında genç kalmayı sağlayan antioksidan barındırıyor.

BROKOLİ
Kanserle mücadele etmeye yardımcı olan brokoli, tam bir antioksidan deposu. Barındırdığı D vitamini ve kalsiyum sayesinde vücuda güç veriyor.

SOMON
Somon, kalp hastalıklarının önüne geçerken barındırdığı omega-3 asiti nedeniyle beynin gelişmesine yardımcı oluyor, alzheimer gibi hastalıkları engelliyor.

PANCAR
En önemli B vitamini folik asiti barındırıyor. Pancarda bulunan betanin çok önemli bir antioksidan ve kötü kolestrol seviyesini en aza indiriyor.
KETEN TOHUMU
Barındırdığı yüksek omega-3 asiti nedeniyle çok sağlıklı bir besin olan keten tohumu barındırdığı linyin sayesinde kolestrolün önüne geçiyor.

KARA ÜZÜM ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARINI BİLİYORMUSUNUZ ?

Gün geçmiyor ki gazete ya da dergilerde mucize yiyeceklerden bahsedilmesin. Gerçekten de doğal yolla üre(til)miş meyveler, sebzeler ve otlar sağlığımız için son derece yararlıdır. Üzüm çekirdeği de bunlardan biri.

Üzüm çekirdeğinin temel görevi antioksidan olmasıdır. Vücudu, kendi içinde oluşan ya da dış kaynaklı serbest oksijen radikallerinden ve diğer radikallerden korur. Üzüm çekirdeğinin antioksidan özellikleri çok tanınmış antioksidan vitaminler olan C vitamininden 20 kat ve E vitamininden ise 50 kat daha üstündür.

Üzüm çekirdeği damar yozlaşmasını önler ve damarlarınızı sağlamlaştırır. Hipertansiyon, kalp krizi ve felç olasılığını minimale indirir.

Üzüm çekirdeği DNA hasarını azaltarak kanser oluşum riskini de minimale indirir. Üzüm çekirdeği cildin bağdokusunda bulunan kollajeni sağlamlaştırır. Deriyi dinçleştirdiği için kozmetik sanayinde merhem olarak da kullanılır. Kara üzümü ya da kurusunu yerken çekirdeklerini çiğneyiniz, böylece etkisi de artmış olacaktır. Üzüm çekirdeği gibi kabuğu da proanthosiyanidin içerir. Yaban mersini (çay üzümü, çoban üzümü) ve şarap da proantosiyanidin bakımından zengindir.

4 Aralık 2009 Cuma

MADEN SUYUNUN FAYDALARI

Kadınlarda menopoz sonrası dönemde oluşan kemik kaybının azaltılmasına yönelik olarak günlük kalsiyum ihtiyacı artar, bu dönemde kadınların günde 1300 - 1500 mg kadar kalsiyum almaları gerekir. Kalsiyumlu maden suları kalori içermediği için kilo bağlantılı ‘yan etkileri’ yoktur, hem kalsiyum desteği sağlar hem de kadınların önemli bir sağlık sorunu olan kemik kaybının önlenmesinde etkin rol oynayabilir.

Son yıllardaki çalışmalar, şişelenmiş mineralli su içenlerde kalp ve damar sağlığı üzerindeki başlıca risklerin gerilediğini, kan yağları, kan şekeri ve kan basıncı yüksekliği gibi olumsuz biyokimyasal göstergelerin düzeldiğini ortaya çıkardı. Özelikle sodyum, kalsiyum veya magnezyum bikarbonatlı maden sularını, günde 0.7 ila 1 litre kadar düzenli içen kişilerde, kalp ve damar işlevlerinin desteklendiği yönünde artık güçlü bilimsel kanıtlar bulunuyor.

Son zamanlara kadar, mineralli sulardaki bazı iyonların, örneğin sod-yumun özellikle hipertansiyonlu kişilerde negatif etkileri olabileceği- hipertansiyonla sofra tuzu ve dolayısıyla da sodyum arasındaki negatif ilişkiye dayanılarak-ileri sürülüyordu. Sodyumdan zengin mineralli suların içilmesi hipertansiyonlu kişilere yasaklanıyordu.

Yakın zamanda yayınlanan bir çalışma, sodyumdan zengin ve yüksek düzeyde bikarbonat içeren şişelenmiş maden sularının, hipertansiyonu gerilettiği yönünde sonuçlar ortaya koyarak, kişilerin bu doğal hazineden daha çok faydalanmasının yolunu açtı. Benzer sonuçlar, daha önceki yıllarda yalnızca hayvan deneylerinde gösterilmişti. Yeni yayınlanan insan çalışmaları da hipertansiyonlu kişilerde yüksek sodyumlu maden sularının kısıtlanmasının yanlış olduğunu, tam tersine bu tip suların herhangi bir yan etkiye yol açmadan rahatlıkla tüketilebileceğini kanıtladı.

2 Aralık 2009 Çarşamba

KARA DUT ŞERBETİ

Tabii antibiyotikler arasında sayılan karadut şerbeti, yaz aylarındaki şifalı dutların şekerle kaynatılması ile elde ediliyor.

Kara dut şerbeti, özellikle çocukların ağzında çıkan, aft gibi yaraları çok kısa sürede iyileştiriyor. Güzel kokusu ve çocukların ret etmedikleri lezzeti ile, annelerin en önemli naturel antibiyotiklerinden olan kara dut şurubu, havaların soğuması ile birlikte gribal enfeksiyonlarda da kullanılmaya başlandı.

Özellikle vücudun ilk savunma noktası olan bademciklerde meydana gelen şişlikler özellikle çocukları son derece rahatsız ediyor. Bu şişliklerin indirilmesinde normal ilaç tedavisinin yanı sıra, birçok eski ailenin kullanmayı sürdürdüğü karadut şerbeti, 2-3 gün içerisinde etkili olarak boğazları rahatlatıyor.

Eskiden her evde bulundurulan kara dut şurupları günümüzde, eski şifa unsurlarını bilen aileler tarafından tüketilmeye devam ediyor.

http://tabiattangelensaglik.blogspot.com/2012/09/beyaz-dut-kara-dut-hangisi-daha-yararli.html